13 Nisan 2012 Cuma

ağlayıp sızlanmak sürekli kendini suçlamak günah keçiliğini doğuştan kabullenmek lanet bir insan hakaret ederken susup ona içinden beddualar etmek sonra ben kimin bedduasını aldım diye düşünmek karşılaştığı her zorluğun her kötülüğün her güzel olmayan şeyin geçmişte yaptığı bir hatanın (farkında ya da farkında olmadan) sonucu olduğunu düşünmek...

her şeyi dramatize edip acınacak insan moduna geçmekten neden bu kadar hoşlanıyor olabilirim? ya da haklı  olduğum bir durumda hakkımı savunmak yerine susup ağlamaktan? 

susmak erdem midir? ve kötü söz sahibine mi ait? bence saçmalık kendinden eminsen neden susuyorsun? tamam sustun zaten ben kendimi biliyorum diyorsan neden üzülüyorsun neden ağlıyorsun neden bütün ne kadar boktan anın varsa hepsini bir anda diriltip var olan kötü durumu tavan yaptırıyorsun? yani bunu neden yapıyorsun? neden! 

10 Nisan 2012 Salı

o alıntı (hatırlayamadığım)

kelimeler tükendiğinde, gözyaşları tükenmediğinde, elinden gelen tek şey boyun eğmek ve bir yetişkinin çürütülemez mantığı altında ezilen bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlamak... (Khaled Hosseini)

3 Nisan 2012 Salı

kimileri bana nankör diyor diyebilir umurumda değil kimileri tarafından kıskanılıyorum kıskanabilirler kıskansınlar işin aslını bilmiyorlar çünkü. içimdeki benlerden biri bugün çok mutluydu gayet mutlu çünkü onun duası kabul oldu istedikleri oldu çoğu şey onun planladığı gibi gitti herkesin kabul ettiği küçük acı verici detaylar vardı ama o her zamanki gibi takılmadı kabullendi çünkü o zamanı geri çeviremeyeceğini, gidenin gelmeyeceğini, ölenin asla dönmeyeceğini idrak etmiş durumda. o bugün çok mutluydu işte bende hiç karışmadım bozmak istemedim onun mutluluğunu gülümsedim herkese halimden gayet memnunmuşum gibi yaptım hatta o kadar güzel oynadım ki kendim bile inanacak seviyeye geldim ama böyle hep midemi bulandıran bir şey vardı ve gün ışığının azalmasıyla beraber şiddetinde bir artış sezdim (ters orantı) ve şu an seviye baya yükseklerde.

Ve o salak şimdi karşıma geçmiş neden böylesin diye bana hesap soruyor? asıl ben sana soruyorum sen neden böylesin tamam seni anlamaya çalışıyorum hayatı kıyısından köşesinden bi yerinden tutup yakalamaya çalışıyorsun ama bunu lütfen yapma! yapmaaaa! çünkü bu gerçek mutluluk değil. benim asıl istediğim bu değil. değil. değil arkadaş evet nankörüm ben tamam nankörüm susar mısın! sus! hala neden memnun değilsin diyor ya! sence canım? kızım sen daha olayın farkında değilsin nasıl bir işe giriştiğini bilmiyorsun. sen kalkarsın bunun da altından deme kalkamam :) kal-ka-mam. realist takılıyorum artık :) bak zafer falan bekleme avucunu yalarsın şimdi söyliym çocuk

2 Nisan 2012 Pazartesi

hey uyan Fahri uyan uyan!
Allah seninle konuşuyor, Fahri!
Allah sana kibirli olmamanı hatırlatıyor

-Allah'a karşı ne hatam oldu? Allah neden bunları bana reva gördü?

İstiğfar! Endonezyalı. İstiğfar!
Kim olduğunu yeniden düşün.
bu zaman zarfında ne yaptın? kendini beğenmedin mi Fahri? Kendinin en erdemli biri olduğunu sandın. Kendinin mübarek olduğunu sandın. Kendi hanımının önünde bile.
Hatırla... Yusuf ile Züleyha'nın hikayesini. Züleyha, Yusuf'u kendisine tecavüz etmekle suçladı. Ama gerçekte Yusuf'un çekiciliğine direnemeyen kendisiydi.
İftira! bu bir iftira, Fahri
Züleyha Yusuf'u tecavüzle suçladı; bu yüzden Yusuf hapsedilecekti. O isyan etti mi? Hayır Fahri. Yusuf, Allah'ın onunla konuştuğunu biliyordu.Yusuf'un ne söylediğini bilmek ister misin? Yusuf'un ne söylediğini bilmek ister misin? Ha?  O dedi ki: 'Allah'ım, eğer hayat burada benim için hapiste dışarıdaki dünyadan daha anlamlı olacaksa o zaman hapiste kalmayı yalanlarla birlikte yaşamaktan ziyade sana yakın olmayı seçeceğim. Allah sana sabırlı ve samimi olmanı söylüyor.

Sabır... İhlas... İslam budur, Fahri.