22 Ocak 2013 Salı

en sevdiğim pijamalarımı giyip çocukken gülümseyerek izlediğim bütün çizgi filmleri izledim ve yatağa gidiyorum.cedricle kapatalım.


22 yaşındaysanız ve işler içinden çıkılmaz hale geldiğinde beyninizi uyuşturmaktan başka bir yol bulamıyorsanız hayat gerçekten çok zor

14 Ocak 2013 Pazartesi

tam her şey düzeliyor derken bu pasifistlik niye? umut hiç uğramaz oldu bizim sokağa.
saçaklı türbe sokak.
hatırlıyorsun?
çapa günleri. unutulur mu?
keşke unutsaydın be!
keşke
çorap giymedin için ayakların soğuktan zonkluyor farkında mısın?
şu an fark ettim
hadi kalk çorap giy
ı ıh


pazar günlerinden nefret ediyorum
ben de senden nefret ediyorum. neden böyle yapıyorsun?
cevabını bilsem söylerim. yoruldum be gazoz kapaa kendimi yormaktan yoruldum. hep depresif olmak inan kolay bişey değil çok enerji harcıyorsun biliyo musun?tek güzel yanı ilk reaksiyon gerçekleşirse gerisi caspas reaksiyonu birbirlerini tetikliyorlar yani. tabi ara ürünler tetikliyor fakat subsrat konsantrasyonu Km değerinin altında kalabiliyor bazen.

yeşil çay güzel için arkadaşlar

sheldon'a bu kadar aşık olmamın bir sebebi de trenler her gün izliyorum camdan blogcum pencereden dışarı baktığımda trenleri görüyor olmak garip bir şekilde huzur veriyor bana ama saniyelik arkamı döner dönmez başlıyor her şey yeniden.

yeşil çay gerçekten rahatlatıyor ama sallama olmayanları üşenmeyin gidin aktardan alın


benim dedem aktardı blog biliyor musun? her akşam eve geldiğinde bana kağıt onbin verirdi o kağıt onbinin üzerinde sarıklı bir adam resmi vardı kim hatırlamıyorum. 10 günün sonunda 10 tane 10bini 100.000le değiştirirdik. o da koyu pembe renkteydi. hmmm bir de numunelik şekerler. nasıl unuturum o şekerlerin tadını (genelde naneli) dedem eve gelir oturma odasında oturur ben koşa koşa gider o siyah şifreli çantayı getirir kucağına koyardım dedemin. şifreli dedim ya açamıyorum. hoş, şifreyi bilsem de açamazdım yine. çok küçüktüm. çantayı getirecek kadar büyük şifreyi giremeyecek kadar küçük. o çanta açılır ve benim için evrakların içinden üçlü ya da dörtlü genelde beyaz bir şeker çıkardı. nasıl bir hırsla yerdim o şekeri. ablama vermezdim. istemezdi de. neden bilmem.

arabayla eve dönerken geceyse hep uyumuş numarası yapardım dedemin kucağından inmemek için. o günlere geri dönebilmek için ne yapmalı blog? bi önerin var mı? DeLorean hala icat edilemedi blogcum o fikir yatar başka? yok değil mi? benimde yok. ne yapsak ki? 

savaş döküntülerini toplamaya razıyım ama savaşa sokmayın beni olsun bitsin sonra çağrın beni olmaz mı?