21 Aralık 2012 Cuma

asfur





(Bir kuş baktı pencereden 
"Lûlû" diye seslendi
"Beni yanında sakla, sakla beni
Ne olursun Lûlû."

"Sen neredensin?" diye sordum ona,
"Göğün sınırından" dedi
"Nereden geliyorsun?" diye sordum,
"Komşunun evinden" dedi
"Kimden korkuyorsun?" diye sordum,
"Karga kafesinden" dedi
"Tüylerin nerede?" diye sordum,
"Zaman uçurdu" dedi

Bir damla gözyaşı süzüldü yanağından,
Kanatları büküldü
"Yere sağlam basıp kendi yolumda yürüyeceğim" diyordu
Onun yaralı hali gibi 
Kalbimin yaraları da acı veriyordu bana

Zindanın demirlerini kıramadan
Kesildi sesi, kırıldı kanatları

6 Aralık 2012 Perşembe

.... noktaların gelecekte bir şekilde birleşeceğine inanmanız gerekiyor. bir şeye güvenmelisiniz. cesaretinize, kaderinize, hayata, karmaya herhangi bir şeye. çünkü noktaların ileride birleşeceğine inanmak size kalbinizin sesini dinleme rahatlığı verir. bu yaklaşım beni hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi hayatımı da bütünüyle değiştirdi.....



1 Aralık 2012 Cumartesi

... genel olarak solunum, yanan bir ampul ya da mumda olanlarla tümüyle benzerlik gösteren karbon ve hidrojenin yavaş yanmasından başka bir şey değildir. bu açıdan soluyan hayvanlar gerçekte yanan vücutlar ve kendini tüketen varlıklardır... denilebilir ki, yanma ve solunum arasındaki bu analoji, şairlerin ve eski zaman filozoflarının dikkatinden kaçmamış ve farklı şekillerde yorumlanmıştır. cennetten çalınan bu ateş, Prometheus'un meşalesi, sadece ustaca ve şairane bir düşünceyi simgelememekte, en azından soluyan hayvanlar için doğadaki olayları sadık bir şekilde resimlemektedir. dolayısıyla eskilerin değişlerine göre yaşamın meşalesi kendini bebeğin ilk soluk almasıyla yakar ve ölüm dışında kendini söndürmez.


Antoine Lavoisier