6 Ağustos 2009 Perşembe

Gel karşılıklı oturalım seninle şöyle. Üç haftadır sürekli TEGV’desin, bakalım işe yaramış mı öğrendiklerin. Biraz somutlaştırma oynayacağız. Biliyorsun ki çocuklara ancak böyle anlatabilirsin anlatmak istediklerini.Canın yanıyor, biliyorum. Canını yakanın hafızandakiler olduğunu da. Keşke bu kadar kuvvetli olmasaydı… Hani bir film vardı eternal sunshine of the spotless mind. Biliyorum kuvvetli hafızana rağmen pek hatırlamazsın izlediğin filmleri ama en azından hafızalarını sildirdiklerini hatırlıyorsundur. Senin de ilacın bu ve ne yazık ki mümkün değil. O halde uyum sağlamayı öğrenmek zorundasın. Mesela 15 sene önce kırmızı oyuncak araban senin için çok kıymetliydi. Sahi nerede şimdi? Dolabın üstünde demek. Hmm, tozunu almayalı da uzun zaman oluyor öyle mi? Bu 15 sene önce senin en kıymetli varlığının o olduğu gerçeğini değiştiriyor mu? Hayır. Eveet, güzel gidiyoruz. Neden peki? Büyüyoruz, olgunlaşıyoruz, en önemlisi değişiyoruz. Ne demiş Darwin amca; ne en güçlü, ne de en akıllı, değişime en açık olanlar hayatta kalacak. Hayat devam ediyor, değil mi? O halde hayatındaki değişikliklere ayak uydurmak zorundasın. O kırmızı araba eskiden senin en kıymetli varlığın, en sevdiğin oyuncağınken şimdi baktığında iç geçirdiğin bir süs eşyası sadece. Yani tanımı değişti; oyuncak, süs eşyası oldu. Ama hâlâ o 15 sene öncenin en sevdiğin oyuncağı. Bu, gerçek ve sabit. Ama “15 sene öncenin” kısmını atlama lütfen. O yüzden geçmişi sorgulamaktan vazgeç. Yoksa o en sevdiğim değil miydi diye düşünmen de mânâsız. Hayır, yalan değildi. Sadece değiştin, pek tabii ki. Artık oyuncağa en değerli demek için biraz büyüksün. Şimdi en değerli kitabın var mesela. Ne bileyim, en sevdiğin bardağın. Hiçbiri onun yerini almadı, kaldı ki alabilirdi. Söz gelimi ondan önce başka bir en sevdiğin oyuncağın vardı. O geldi, artık o oldu en sevdiğin oyuncak.Lafı daha fazla uzatıp kafanı karıştırdığım için kabullenmeni istemiyorum söylediklerimi. Anladığın için kabullen. Sen özetleri seversin, şöyle söyleyeyim; kabullenmen gereken tek şey, bir varlığın tanımının ya da değerinin değişebileceği. Hadi yapma, korkunç bir şey değil bu. Hâlâ, onunla oynarken aldığın keyif sende, yanına kâr.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder